“Balık, minimum vitamin kaybı hedeflenerek pişirilmeli”
Denizlerde av yasağı 1 Eylül’de sonlanmış oldu. Balıkların tezgâhlarda yerini almaya başlamasıyla insan sağlığı açısından önemi de gündeme geldi. Çeşitli vitamin ve mineral açısından oldukça varlıklı olan balığın tüketimi kadar iyi mi pişirildiği de mühim. Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Beslenme ve Rejim Uzmanı Diyetisyen Duygu Yıldırım, balık tüketiminin sıhhat için faydalarını anlatarak balık pişirmenin püf noktasına değindi.
“DİĞER PROTEİN KAYNAKLARINA GÖRE DAHA DÜŞÜK KALORİLİ”
Balığın yüksek proteinli sıhhatli yağ asitleri içeren bir gıda bulunduğunu vurgulayan Dyt. Duygu Yıldırım, “Balık, öteki protein kaynaklarına bakılırsa daha düşük kalorili olduğundan kilo korumak ve kilo vermek isteyen bireyler için oldukça uygun bir tercihtir. Sağlığa sayısız yararları sebebiyle haftada minimum iki kez tüketilmesi önerilir sadece balık tüketemiyorsanız yada vegansanız doktorunuza danışarak balık yağını supplement (takviye besin) olarak da alabilirsiniz” diye konuştu.
“OMEGA-3; SOMON, ALABALIK, USKUMRU GİBİ YAĞLI BALIKLARDA DAHA ÇOK”
Balığın, D vitamini, B2 vitamini, demir, çinko, magnezyum, kalsiyum, fosfor şeklinde varlıklı bir mineral ve vitamin deposu bulunduğunu ifade eden Dyt. Duygu Yıldırım, “Balık, ek olarak EPA (eikosapentaenoik asit) ve DHA (dokosaheksaenoik asit) olmak suretiyle iki çeşit Omega-3 yağ asidi bulundurur. Vücudumuz Omega-3 yağ asitlerini üretemez. Bu yüzden dışarıdan, yiyeceklerle hazır olarak almamız gerekir. Omega-3 her tür balıkta bulunur. Sadece bilhassa somon, alabalık, uskumru şeklinde yağlı balıklarda daha çoktur. Bununla beraber bazı balıklar beyin gelişimi problemleriyle ilintili olan cıva bakımından da yüksektir. Bu yüzden hamile hanımefendiler cıva bakımından daha düşük somon, uskumru şeklinde balıkları tercih etmelidir. Haftada 300 gramdan fazla balık tüketmemeliler” dedi. Balık yağı ile zenginleştirilmiş bir diyetin kan basıncını düşürdüğü için kalp krizi riskini azaltabileceğini dile getiren Dyt. Yıldırım, şunları söylemiş oldu: “Balık yağı, kolesterol ve trigliserid (yağ) seviyelerini düşürür. 40 yaşından itibaren bireylerde kemik yoğunluğu ve hacmi azalmaktadır. Balıkta kemik yoğunluğunu korumuş olan gıda içerikleri bulunmaktadır. Bu yüzden tertipli balık tüketimi kırıklar ve osteoporozu önleyebilir. Balık yağları kan damarı yüzeyini genişletip dokulara oksijen girişini artırır. Bu yüzden astım hastalarına da yararları bulunmaktadır. Daha sık balık tüketen ve tertipli balık tüketen bireylerde Alzheimer oluşma riski daha düşüktür. Tükettiğiniz balığı çeşitlendirmelisiniz ve mevsiminde tüketmelisiniz. Cıva ve ağır metaller bakımından yüksek olan balıkları tercih etmemelisiniz. Yaşlı, hamile, çocuk ve bağışıklığı düşük bireylerin azca pişmiş ve pişmeden balıkları tüketmemesi gerekmektedir.”
“FIRINDA, IZGARADA VEYA BUĞULAMA YÖNTEMİYLE PİŞİRİLEN BALIK DAHA SAĞLIKLIDIR”
Balık pişirmenin püf noktasından bahseden Dyt. Yıldırım, “Balık pişirirken minimum vitamin kaybı hedeflenerek pişirilmeli. Fırında, ızgarada yada buğulama yöntemiyle pişirilen balık derin yağda kızartılmış balıktan daha sağlıklıdır” ifadelerini kullandı.
“YEŞİL YAPRAKLI SEBZELER VE LİMON İLE BİRLİKTE TÜKETİLMESİ AĞIR METAL İÇERİĞİNİN OLUMSUZ ETKİLERİNİ AZALTIR”
Bayat balığın yoğurt, ayran şeklinde süt ürünleriyle beraber tüketilmemesi icap ettiğinin altını çizen Dyt. Yıldırım, “Balık taze ise süt ürünleriyle beraber tüketilmesinde herhangi bir sakınca yoktur. C vitamini kaynakları olan yeşil yapraklı sebzeler ve limon ile tüketilmesi balıklarda bulunan deniz kaynaklı ağır metal içinde ne olduğunun vücutta oluşturduğu zararı dokunan etkilerini azaltabilmektedir” dedi.