Bakan Çavuşoğlu: Devamlı can Azerbaycan’ın yanındayız
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kastamonu’da iş adamları ve STK temsilcileri ile bir araya geldi. Kastamonu Valisi Avni Çakır, AK Parti Kastamonu Milletvekili Metin Çelik, Kastamonu Belediye Başkanı Rahmi Galip Vidinlioğlu, şehir protokolü ve STK temsilcileri ile iş adamlarının katılmış olduğu programda konuşan Çavuşoğlu gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş oldu.
Ukrayna- Rusya içinde yaşanmış olan cenk ve dünya siyasetindeki Türkiye’nin rolüne değinen Bakan Çavuşoğlu, “Değişik güçler de ön plana çıkmaya başladı. Eskiden Çin dünyada bu kadar mühim bir erkek oyuncu değildi fakat şimdi Çin de var. Brezilya, ‘ben de varım diyor’, Hindistan ‘ben de büyük bir ülkeyim’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti de son 20 senedir kat etmiş olduğu mesafe ile geldiği noktada, bölgesel güç ve dünyada mühim bir erkek oyuncu olarak sahnede olan bir ülke. Fakat Türkiye dünyada mühim bir erkek oyuncu olurken dünyanın en kuvvetli 10 ülkesi olduğundan değil, enerjisini sulh için kullandığı, yanlışa yanlış söylediği, yapacağım söylediği vakit yapmış olduğu için mühim bir erkek oyuncu oldu. Bugünkü bu sorunlarla sorunlara karşı karşıya kaldığımız dünyada internasyonal sistem tekrar savaşlar olmasın, problemler olursa çözer diye 2. Dünya Savaşı’ndan sonrasında kurduğumuz sistem bugün sorunları çözmekle muktedir mi, savaşları durdurabiliyor mu, insanların beklentilerini karşılaya biliyor mu? Bu sistemin değişmesi icap ettiğini, Türkiye’den başka adaletli, objektif bir halde söyleyen var mı, yok” dedi.
“İSTANBUL TAHIL ANLAŞMASI İLE BİRLİKTE DÜNYADA TAHIL KRİZİ, GEÇİCİ DE OLSA ÇÖZÜLDÜ””
Türkiye’nin dışişleri politikaları ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bakan Çavuşoğlu, “Son 1 buçuk, 2 senedir seyrettiğimiz politikalarımıza baktığımız vakit, dış işlerdeki politikamızda dahil Türkiye için bir doğrulama süreci oldu. Geçmişte attığımız adımları eleştirenler bile Türkiye’nin ne kadar doğru, dengeli adımlar attığımı anlatmaya, itiraf etmeye başladı. Ukrayna-Rusya savaşı için, ‘Kimi zaman Rusya’nın, kimi zaman Ukrayna’nın yanındasınız. Bu şekilde olmaz’ diyenler şimdi Türkiye’nin denge politikasını örnek göstermeye başladı. Biz bunu derken Ukrayna’nın toprakları işgal altındayken, sınır bütünlüğünü destekledik. Kırım’ın yasadışı ilhakına karşı çıktığımız şeklinde buna da karşı çıktık. Öteki taraftan Rusya ile de ilişkilerimizi dengeli bir halde götürdük. Bunun yararını bir tek Türkiye değil, tüm dünya görmüş oldu. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde meydana getirilen İstanbul Tahıl Anlaşması ile beraber dünyada tahıl krizi geçici de olsa çözüldü” diye konuştu.
“HER ZAMAN CAN AZERBAYCAN’IN YANINDAYIZ”
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gerginlikle ilgili de konuşan Çavuşoğlu, “Azerbaycan’ın toprakları 30 senedir işgal altındaydı. Diplomatik çabalar, Minsk grupları, internasyonal erkek oyuncular, 30 senedir işgal edilmiş Azerbaycan topraklarının geri alınması noktasında hiçbir şey yapmadı. En sonunda Azerbaycan’ın sabrı bitti. Ermenistan karşısında Karabağ zaferini elde ettiler ve Azerbaycan’ın topraklarını geri aldı. Şimdi sulh ve istikrar için bir fırsat çıktı. Krizler fırsatları getirir. Fakat Ermenistan bunu tercih etmek yerine devamlı kışkırtıyor. Dün akşam da sınırda kışkırtmalarda bulunmuş oldu. Can Azerbaycan, karşılığını verdi. Aslen ders alması, sulh istemesi lazım. Azerbaycan geniş çaplı sulh anlaşması teklif etti. Biz bunu destekliyoruz. Sınırların belirlenmesi lazım. Bunlara odaklanın. Karabağ’dan çekilirken her yeri yakıp yıktılar, her yere mayın yerleştirdiler. Ikimiz de Ermenistan ile ilişkilerimizi güçlendirmek için hususi temsilciler atadık. Fakat Azerbaycan’dan bağımsız bir halde bu sürecin gitmeyeceğini Ermenistan da biliyor, tüm dünya da biliyor. Şu sebeple bölgede tam istikrar, sulh istiyorsak tüm ülkelerin arasındaki sorunların çözülmesi lazım. Bu nokta da mühim roller oynuyoruz. Devamlı Can Azerbaycan’ın yanındayız. Azerbaycan hiçbir vakit yalnız değildir” şeklinde konuştu.
BALKANLAR AÇIKLAMASI
Balkanlar’da yaşanmış olan siyasal gelişmelerle ilgili konuşan Çavuşoğlu, “Balkanlar’da da 90’lara dönme riski görüyoruz. Kırılganlık var. Bosnahersek içinde başlamış olan siyasal kriz, kırılganlık arttı. Biz her tarafla görüşüyoruz, gerek komşu ülkelerle, Hırvatistan, Sırbistan ile Bosna Hersek içinde tüm etnik gruplarla görüşüyoruz. Bosna Hersek’in istikrarı için çaba sarf ediyoruz. Orada probleminin çözümü mevzusunda anahtar Türkiye. Hepimiz biliyor. Kıskanıyorlar bizi, ‘ne işiniz var orada’ diyorlar. Bakın bazı batı ülkeleri bizi Çin ve Rusya ile Batı Balkanlarda, Bosna Hersek’te, aynı kategoriye sokmaya çalışıyorlar. Ne kadar yanlış. O kıskançlıkları ve düşmanlığı bitmiyor. Oysa Balkanlara en oldukça katkı elde eden ülke biziz. Onlar ne derse desin, biz bu katkıyı sağlamaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın 3 ülkeyi kapsayan son ziyareti de amacı budur” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’NİN DOSTLUĞU KADİMDİR, DÜŞMANLIĞI İSE VAHİMDİR”
“Yunanistan gerginliği “Türkiye kendi çıkarlarını korurken, Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de çıkarlarını korumak zorunda” ifadelerine yer veren Çavuşoğlu, “Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığımızda, Ege’de hak ve çıkarlarımızı korumak için her şeyi yapıyoruz. Kıta sahanlığımızın sınırlarını belirledikten sonrasında hiçbir gemiyi kıta sahanlığımız sınırlarına içine sokmadık. Rum kesimi ve Yunanistan, son 1 yıl içinde 9 kez kendi gemilerini kıta sahanlığımıza sokmaya çalıştı, izin vermedik. Buraları koruyup kolluyoruz. Ege’de yılardır devam eden, birbirinin içine girmiş problemler var. Yunanistan’a, ‘gelin, bu sorunları diyalog yöntemiyle çözelim’ dedik. Son olarak Cumhurbaşkanımız Miçotakis’i 14 Mart’ta İstanbul’da konuk ederken kendisi de söylemiş oldu, ‘üçüncü ülkeleri devreye sokmayalım. Kendi aramızda diplomasiyi arttıralım. Bu sorunları kendimiz çözmemiz lazım. Biz komşuyuz’ dedi. İki hafta geçti, tüm dünyada başta AB kongresi olmak suretiyle bizlere asmere politikalarını daha da artırdı. Bunlara itimat olmaz, dürüst değiller. Sizi görürler, sarılmış olur, ‘dostuz, arkadaşız, komşuyuz’ derler. Resmi toplantıya gireriz, kimse konuşmadan Türkiye’yi kötülerler. Bunların samimiyetsizliğini her ortamda, her görüşmede, her masada gördük. Her tatsız durumu da en haklıymış şeklinde anlatma mevzusunda da mahirler. Biz BM’ye yazdığımız mektupta silahsızlandırılmış adaların silahlandırıldığını ve öteki mevzularda Türkiye’nin haklı tezini t dünyaya anlatmaya başladığımızda yaygara kopardılar, ‘Türkiye bizim topraklarımıza göz dikti, egemenliğimizi ihlal etmeye başladı’ diyorlar. Anlaşmalar ortada, sen bu talibi silahlandıramazsın, yaptığın vakit anlaşmayı bozuyorsun. Bizimle bu şekilde konuş. Sağa sola gidip de karacılık atma. Başkalarının maşası olma. Biz bunu söylerken en oldukça eleştiri de içerden geldi. Bu şekilde durumda konuşmamamız, Yunanistan’ı incitmememiz lazımmış. Neredeyse Yunanistan haklı diyecekler. Fakat Yunanistan başkalarının maşası oluyor. Devamlı bizi tahrik etmeye çalışıyor. Ikimiz de kendisine hatırlatıyoruz. Geçmişte de aynısını yaptınız, faturası ağır oldu. Bunu en iyi Yunanistan’ın bilmesi lazım. Türkiye’nin dostluğu kadimdir, düşmanlığı ise vahimdir” ifadelerini kullandı.